Yapay zekâ değil, insan aklı geri çekiliyor
Bir tehlike sessizce ilerliyor. Hayatlarımızın her alanına sızan, adı konmamış ama etkisi derin bir tasfiye bu. Zekânın tasfiyesi. Fikrin, sorgunun, aklın adım adım kenara itilmesi… Ve biz, farkına varmadan bu oyuna gönüllü seyirci oluyoruz.
Bugün “yapay zekâ insanı geçecek mi?” sorusu moda. Asıl korkunç olan şu: Belki de geçmeyecek. Belki insan, yapay zekânın altına indirilecek. Çünkü düşünmeyen, sorgulamayan, sadece tüketen bir insan türü yaratılıyor.
Zihin neden susturuluyor?
- Bilgi artık ekranlara akıyor, ama akıllara değil.
- Okumak zor geliyor, izlemek kolay. Düşünmek yorucu, hazıra konmak rahat.
- “Bana cevabı ver” anlayışı, “Ben anlamaya çalışayım” iradesini öldürüyor.
- Sosyal medya bir model sunuyor: Taklit et, soru sorma, akışta kal.
İşte bu yüzden sorun ChatGPT değil. Sorun, ChatGPT'yi nasıl kullandığımız. Eğer düşünmeyi bırakır, sadece hazır cevaba alışırsak, yapay zekâ değil biz gerileriz.
Bizi kim geriletiyor?
Eğitim sistemi ezberi dayatıyor. Medya sloganla besliyor. Teknoloji kolaycılıkla kandırıyor. Ve biz, her tıklamayla bu geri zekâlılaştırma projesine katkı sunuyoruz.
İnsan aklı bir devrim yaşamıştı: Düşünme devrimi. Şimdi ise bir karşı-devrim var: Unutma, teslim olma, susturulma. Bize düşen görev: Bu kuşatmayı fark etmek. Zekâyı yeniden sahiplenmek. Çünkü düşünmeyen bir insan, düşünen bir makineden her zaman daha tehlikelidir.
“Zekânın tasfiyesi başlamıştır. Direnmeyen, kaybeder.”
Teşekkürler
EmoticonEmoticon