Project Blue Beam, ilk kez 1990’larda Kanadalı gazeteci Serge Monast tarafından ortaya atılan, oldukça tartışmalı bir komplo teorisidir. Bu teoriye göre, dünya elitleri, NASA’nın da desteğiyle küresel bir “sahte kıyamet” senaryosu planlamaktadır. Amaç: Yeni Dünya Düzeni'ni (New World Order) hayata geçirmek.
Blue Beam teorisi dört ana aşamadan oluşur:
- Tarihi ve dini bilgilerin yeniden yazılması: Arkeolojik bulguların manipüle edilmesiyle inanç sistemlerinin sarsılması.
- Dev holografik gösteriler: Gökyüzünde eş zamanlı olarak farklı bölgelere özgü dini figürlerin yansıtılması. Bu, Tanrı’nın geldiğine inandırmayı amaçlar.
- Zihin kontrolü ve yapay telepati: Elektromanyetik dalgalarla insanların düşüncelerinin yönlendirilmesi.
- Yapay felaketler ve krizler: Sahte uzaylı istilası, doğal afetler ve finansal çöküşlerle halkın kaosa sürüklenmesi.
Bu dört aşamanın sonunda, insanlık yorgun ve yönsüz kalacak, çözüm olarak da tek bir küresel hükümeti ve yeni bir din sistemini kabul etmeye razı olacaktır. İşte bu, teorinin merkezindeki “Yeni Dünya Düzeni”dir.
Peki tüm bunlar gerçekten mümkün mü? Bilim insanları, gökyüzüne hologram yansıtmak için gerekli teknolojinin çok karmaşık olduğunu ve henüz bu seviyede kullanılmadığını söylüyor. Ancak bazı olaylar (örneğin Çin’deki “gökyüzünde şehir görüntüsü” gibi) teorisyenler tarafından Project Blue Beam'in test aşamaları olarak gösteriliyor.
Kimi çevrelere göre bu teori, sadece paranoyak bir senaryo. Kimine göre ise uzun süredir sessizce hazırlanmakta olan bir küresel planın kod adı. Gerçek ne olursa olsun, Project Blue Beam, teknolojinin ve propagandanın birlikte kullanıldığında neler yapabileceğine dair ilginç bir düşünce egzersizi sunuyor.
Sen ne düşünüyorsun? Project Blue Beam bir komplo mu, yoksa geleceğe dair bir uyarı mı?
Yapay zeka robotu FO'ya sor
Teşekkürler
EmoticonEmoticon