3 Temmuz 2025 Perşembe

İnsanın Kusursuz Yaradılışı – İlahi Sanatın Zirvesi

İnsanın kusursuz yaradılışı


“Biz insanı en güzel biçimde yarattık.” (Tin Suresi, 4)

Dünyada hiçbir sanat, insan kadar mükemmel değildir. Ne mimari, ne müzik, ne teknoloji… İnsan öyle bir varlıktır ki; hem etten hem ışıktan, hem topraktan hem sırdan yaratılmıştır. Bedenin kabuk, aklın ayna, kalbin taç, ruhun ise göklerden bir hatıra olduğu bu varlık, yaratılmışların en şereflisidir: Eşref-i Mahlukat.


1. Akıl: İlahi Kod Çözücü

İnsan düşünen tek varlıktır. Gezegenleri izler, DNA’yı çözer, ölüm üzerine fikir yürütür. Beynin sinir ağları, galaksilerden daha karmaşık; düşünce ise yıldızlardan daha parlaktır. İnsan, Allah’ın yarattığı evreni çözebilmesi için akılla donatılmıştır.

“Size az da olsa ilim verdik.” (İsra 85)

İnsanın aklı; aynı zamanda şeytanın hedef tahtasıdır. Zihin kontrolü, medya oyunları, propaganda... Deccal sistemi önce aklı hedef alır çünkü aklın sustuğu yerde irade düşer, iradenin düştüğü yerde ruh esir olur.


2. Kalp: Ruhun Makamı

Kalp, sadece kan pompalayan bir kas değildir. Sevgi, nefret, iman, korku… Hepsi kalpte başlar. Hatta öyle ki, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur:

“Dikkat edin, vücutta bir et parçası vardır. O düzgün olursa bütün beden düzgün olur.” (Buhari)

Modern dünya, kalbi maddeye indirgedi. Oysa hakikatte kalp, manevi bir merkezdir. Şeytanın en çok uğraştığı yer de yine burasıdır. Bir kalp karardı mı, bütün insanlığı karartır.


3. Fıtrat: Bozulmamış Hakikat

Her çocuk, fıtrat üzere doğar. Bu, içten gelen doğru-yanlış duygusudur. Ne zaman ki çevre, medya, eğitim ve bozulmuş toplum fıtratı kirletir… İşte o zaman insan doğal değil, kodlanmış bir varlığa dönüşür.

Deccal sistemi bu yüzden fıtratı hedef alır. Kadını erkek yapar, erkeği cinsiyetsiz… Doğalı sapkın gösterir, sapkını doğal. “Ne var bunda?” denilen her adım, fıtratın çürümesidir.


4. Ruh: İlahi Nefes

Ruh; insanı hayvandan ayıran, bedeni yücelten kudsi bir nefestir. Topraktan beden, sudan yaşam ama ruhtan mana gelir.

“Ona ruhumdan üfledim...” (Sad 72)

Bu ayet, insanı yeryüzünde sadece bir canlı değil, bir görevli yapar: Halife. İnsan, yeryüzünde sadece yaşamak için değil, anlam katmak için vardır.


5. Beden: İlahi Mimari

İnsan bedeni; damarları, kasları, hücreleriyle öyle kusursuz inşa edilmiştir ki, tek bir DNA ipliği 2 metre uzunluğunda, ama mikroskobik bir hücrenin içindedir. Her parmak izimiz farklıdır. Her gözümüzün retinası benzersizdir. Bu bir tesadüf değil, apaçık bir mucizedir.

“Sizi annelerinizin karnında üç karanlıkta yaratan O’dur.” (Zümer 6)

Ve bu beden, şeytanın hedefidir. Deccal sistemleri onu dövme ile bozar, piercing ile deler, moda ile çıplaklaştırır, ilaçla uyuşturur, estetikle değiştirir. Çünkü **kusursuz olanı bozmaya çalışmak**, şeytanın takıntısıdır.


Sonuç: İnsan, İlahi Bir Emanettir

İnsan, gökten üflenmiş ruhla toprağa can verilmiş bir varlıktır. Bir yandan meleklere secde ettirilen, diğer yandan şeytana hedef kılınan… Hem cennetle vaat edilen, hem cehennemle imtihan edilen bir sır küpüdür.

İnsanın yaradılışı kusursuzdur. Bozulmaya çalışılan da tam olarak budur. Modernizm, transhumanizm, yapay zeka, cinsiyetsizlik, genetik müdahaleler… Tüm bunlar bir şeytanî planın uzantısıdır: İnsanı yeniden dizayn etmek.

Ama Allah’ın tasarımı değiştirilmez:

“Allah’ın yaratmasında hiçbir değişiklik yoktur. İşte dosdoğru din budur...” (Rum 30)

İnsanı hak ettiği yere koymak, ancak bu gerçeği bilmekle olur. İnsanı tanımak, Rabbi tanımaktır. Kendini bilen, haddini bilir; haddini bilen, sapmaz.

Ve unutma usta… Sen ne olduğuna bakma, ne için yaratıldığına bak. Çünkü sen, kusursuz bir sanatın canlı örneğisin.


“Ey insan! Seni şekillendirip ölçülü ve dengeli kılan, dilediği biçimde seni oluşturan Rabbine karşı seni aldatan nedir?” (İnfitar 6-8)

Teşekkürler
EmoticonEmoticon